Hüseyin Nihâl Atsız


 Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Emin Yurdakul ve Mustafa Kemâl Atatürk gibi hem fikri anlamda hem eylem sahasında iş yapanlar, yeni ülkenin temelini atanlar Türkçülerdi.
Bu insanların estirdiği hava ile Türkçü fikirleri benimseyen, yaşadığı çağı iyi okuyan ve değerlendiren Atsız Beğ de, bu idealistlerin ülkesinde yetişti.
Türk tarihine dair araştırmaları ve bilimsel yaklaşımı sayesinde, çok genç yaşında, Fuad Köprülü gibi, dünya çapındaki bilim adamının asistanı olmuştu. Haksız şekilde akademik hayatına son verilmeseydi, Türkiye'nin Tarih ve Türkoloji alanında dünya çapında bir bilim adamı daha kazanması, hiç de küçük bir ihtimal değildi. Zira Atsız'ın İlk çıkardığı dergi olan Atsız Mecmua'da Zeki Velidi Togan, Fuad Köprülü gibi isimlerin yazarlık yaptığı, bilimsel anlamda çok değerli bir neşriyattı.

Akademik hayatı devam etseydi, "Acaba Atsız Beğ bugün neler başarabilirdi?" sorusu; Atsız'dan her söz açıldığında aklımın bir köşesinde durur.

Yayınladığı Osmanlı tarihi neşriyatları, bugün hâlâ tek kaynaktır.

"Her devrin menkubu"  olma özelliği, Atsız'ın hiçbir sahada yakasını bırakmadı. 

Akademik hayatından sonra da Edebiyat öğretmenliği elinden alındı ve ömrünün 15 yılını Sülaymaniye Kütüphanesinde memur olarak geçirdi. Evi ile kütüphane arasındaki mesafe, onun çalışmalarına büyük darbe vurdu.
Atsız Beğ kendisini Evliya Çelebi'ye benzetmiş, işe gelip giderken geçen zaman yüzüne çalışmalar yapamadığını röportajlarında bahsetmiştir.

Atsız Beği, bu kadar değerli yapan bütün ömrünce dik durması, bilimsel alt yapısı, kalemini silah gibi kullanması ve edebi kişiliğidir. Bu özellikleri, belki de dünyanın sonuna kadar hatırlanmasını sağlayacaktır.

Atsız Beğin kusurlarına da değinmek gerekir.
Fikirlerimi bu kadar etkileyen bir insanı eleştirmek benim için kolay ve istediğim bir iş değildir.
Bundan sonra, bu hataları yapmamak için, bu kusurların açık yüreklilikle konuşulması fikrindeyim.
Atsız Beğin en büyük kusuru; ne zekâ, ne şahsiyet, ne de bilgi birikimi bakımından kapısında köpek olamayacak insanları muhattap alıp eleştirmesi olmuştur.
Böyle olmasaydı, Atsız Beğin çalışmaları daha fazla olur ve bizler de bilim adamlığından ve fikirlerinden daha fazla faydalanabilirdik.
Bir diğer önemli husus da, Atsız Beğin bir plan ve program dahilinde Türkçülük yapmamış olmasıdır. Hayatında başına gelenler bunda çok etkili olmuşsa da, bu bir eksiktir.

Türkçülüğe bıraktığı sarsılmaz şahsiyetini yad ederken, iyi niyet sahipleri tarafından bunların konuşulmasının daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Büyük Türkçü, Tarihçi, Türkolog, Edebiyatçı ve şaşmaz bir dava adamı olan Atsız Beğin nokta atışı şu sözleri ile bitiriyorum:

Bugün kalkınmak, ilerlemek ve yükselmek için iki şeye ihtiyacımız vardır: Biri manevî kalkınmayı sağlayacak olan millî ülkü ve gelenek, ikincisi maddî kalkınmayı sağlayacak olan bilim ve teknik…





Yorumlar

Popüler Yayınlar