Mehmet Âkif Ersoy


 Âkif her şeyden önce karakter adamıdır. Doğru olduğuna inandığı değerleri dikine dikine savunmuş, dimdik yaşamış dimdik de ölmüştür.

Irkçılığa karşı olsa da, Türk ırkını kastettiği ve adını geçirdiği her şiirinde, Türklüğü öven ırkçı ifadeler kullanmaktan kendini alamamıştır.
"Türk eriyiz, soyumuz hep kahraman!"
"Adam ol, ırkına çek!"
"Kahraman atalarınızdan sizde bir kan yok mudur?"
"Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya, milliyet nedir öğretmişiz!" ....

 Bunun dışında, şiirlerinde bilim ve eğitim vurgusu çok sık geçer.
Teorik eğitimi eleştirmiş, dünyanın uygulamalı eğitime geçtiğini anlatmıştır.

Torununun küçük yaşta keman eğitimine gönderilmesi gerektiğini mektubunda yazması önemli bir ayrıntıdır. 

"Serbest şiir" zırvalığını dostları ile birlikte eleştiren, bu basitliğin Türkçeye zarar vereceğini o günlerden görebilen nadir insanlardandır.

Âkif'in en büyük kusuru ise döneminin siyasi şartlarını yeterince okuyamamış; ümmeçilik fikrinden kendini kurtaramamış olmasıdır.
Arapların, Arnavutların, Kürtlerin giriştiği ihânetler, Âkif'in gözünü açmaya yetmemiştir. Edebi zekâsı muhteşem olan Âkif'in bu konuda vasatı aşamaması gerçekten ilginçtir.

Birçok düşünür gibi, o da yaşadığı dönemden nefret etmiş, hatta Tanrı'ya bu yüzden isyan bile etmiştir:

Vîrânelerin yasçısı baykuşlara döndüm,
Gördüm de hazânında bu cennet gibi yurdu.
Gül devrini bilseydim onun, bülbül olurdum;
Yâ Rab, beni evvel getireydin ne olurdu? ...

 Ümmetçi olmasına rağmen Tanrı'ya yaptığı isyanlar da Âkif'i ilginç kılan bir başka özelliğidir.

"Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
 Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!"


Büyük şahsiyet, sarsılmaz vatanperver ve çok iyi şair! Herkes seni gayet iyi bilecektir:

Rahmetle anılmak, sonsuzluk budur ama,
Sesiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?

Saygı ve rahmetle...

Yorumlar

Popüler Yayınlar